Bilinen en eski su yalıtım projesi, Babil'in Asma Bahçeleri'dir. Yirminci yüzyılın başlarında, su yalıtım projeleri daha yaygın ve olağan bir hale gelerek, özellikle tüneller, barajlar, havuzlar ve su ile ilgili diğer yapılarda kullanılır olmuştur. Yaya kaldırımı altında bulunan yeraltı mahzenleri de kömür katranı-zift örtüler ile korunmuştur.
Neden Su Yalıtımı?
Zemin üstündeki yapı elemanlarını, yağış sularının ve asidik atmosfer gazlarının zararlarından korumak amacıyla, zemin altındaki yapı elemanlarını ise zemin suyu ve rutubetinin zararlı etkilerinden korumak amacıyla su yalıtımı yapılmaktadır.
Yapıya sızan su; yapıların taşıyıcı kısımlarındaki donatıları korozyona uğratarak, kesitlerinin azalmasına ve yük taşıma kapasitesinin ciddi miktarlarda düşmesine neden olur. Ayrıca yapı bileşeni içerisinde su, soğuk mevsimlerde donarak, sıcak mevsimlerde ise buharlaşarak beton bütünlüğünün bozulmasına ve çatlakların oluşmasına yol açar. Bu da yapı ömrünü ve dayanımını olumsuz yönde etkiler. Su ayrıca, binalarda insan sağlığı açısından zararlı küf, mantar vb. organik maddelerin oluşumuna da yol açar.
Su Yalıtımı Yapıyı Korur
Herhangi bir yoldan yapı donatısına sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek donatının özelliğini yitirmesine yol açar. Bu nedenle özellikle Türkiye gibi deprem kuşağında bulunan ülkelerde su yalıtımının yaşamsal bir önemi vardır.
Su Yalıtımı Konfor Sağlar
Su yalıtımı, ıslak hacimlerden alt katlara doğru gerçekleşebilecek olası su kaçaklarını engelleyerek konforlu yapıların elde edilmesini sağlarken, bakteri, küf vb. organizmaların oluşmasını önler.
Su Yalıtımı Ekonomiye Katkıda Bulunur
Suyun olumsuz etkileri yapıların kullanım ömrünü azaltır. Bu da ekonomik bir kayıptır.
Su yalıtımı; doğru detay, etkin uygulama ve nitelikli ürün bütünüyle, bir uzmanlık dalıdır.
Çimento esaslı ve akrilik esaslı su yalıtım malzemeleri
Elastikiyeti, performansı, uygulama kolaylığı ve derz gerektirmeyen yekpare uygulamasıyla geniş kullanım alanına sahip yeni nesil su yalıtım malzemeleridir. 

Yapılar çeşitli plastik deformasyona uğratıcı kuvvetlere maruz kalırlar ve bu nedenle basınca dayanıklı inşa edilmek zorundadırlar. Yapılarda iki yük kaldırıcı sistem bulunmaktadır. Bunlar beton ve donatılardır.
Basınca dayanım kuvveti yüksek olan bu yapı eğer uzama, esneme, bükülme kuvvetlerine maruz kalırsa keskin  kırılımlar ile deformasyona uğrar ve bütünlük bozulduğu için penetrasyon kolaylaşır.
Eğer bütünlüğü bozulan bu yapıya suyun penetrasyonu engellenmez ise, penetre olan su donatı da korozyona, betonda deformasyona sebep olur ve iskeletin taşıyabildiği yükü azaltmaya başlar. Taşıma kuvveti azalan yapı, deprem gibi sismik hareketlere maruz kalır ise yıkılma tehlikesi kaçınılmazdır. Ayrıca penetre olan su, bazı bakteri ve mantarlar için hem taşıyıcı hemde beslenme kaynağı olarak, konforlu yaşam alanımızı tehdit eder.
Yaşam kaynağımız olan suyun yapımız üzerindeki etkilerini incelemeden önce, suyun kimyasal ve fiziksel özelliklerini incelemek gerekir. Su molekülü 0,27 nm çapında oksijen (O) ve hidrojenin (H) kovalent bağ yapması ile oluşur. Oksijenin oluşturduğu negatif yük alanı ve hidrojenin oluşturduğu aktif pozitif yük alanı sebebiyle, su polar yapıdadır. O–H arasında ki bağ kuvveti 460 kj/mol iken, hidrojen bağları 20kj/mol’dür. Aktif hidrojen bağları, moleküller arasında bağ kurduğunda kohezyon, yüzey ile bağ kurduğunda adezyon kuvvetlerini oluşturur. Su, bu bağlanma enerjileri sayesinde kapiler boşluklarda ilerleme kuvvetine sahiptir. Molekül boyutunun çok küçük olması, adezyon, kohezyon kuvveti sonucunda, su kapiler boşluklu yapılarda (bitki, beton vb) taşınır. Bitkilerde bu taşınım hayati önem arz ederken, binalarımızda da çeşitli sorunlara yol açar.
Binaları dış tehditler olarak kabul edilen yağmur, dolu, kar, toprak nemi, yeraltı suyu gibi ıslak sorunlardan korumak aynı zamanda; iç tehditler olarak kabul edilen banyo, tuvalet ve mutfak sularından arındırmak için su izolasyonu yapılmaktadır.
Suyu kontrol altında tutmak, binanın yaşını uzatmak için koruyucu tabakaların ve sistemin kurulmasına su izolasyonu adı verilmektedir. Bir diğer adı yalıtım olan izolasyonun binaların kullanımını %100 oranında etkilediği bilinmektedir. Deprem gibi doğal afetlerle yıkılma tehlikesine karşı, evinizi her türlü problemden arındırmanın öncelikli yollarından biri su izolasyonudur.
Özellikle nem oranının fazla olduğu evlerde sağlık sorunlarının çok daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Bunun önüne geçmenin en temel yolu ise yalıtım konusunda profesyonel olan ekiplerle çalışmaktır. Evinizin hem daha sağlıklı hem de daha güvenli olması için yalıtımı kaliteli ürünlerle yaptırmalı, düzenli olarak bakımını ve kontrolünü sürdürmelisiniz. Suyun ahşap, metal, taş ve tuğla üzerinde oluşturabileceği zararı en aza indirebilmek için uygulanan yalıtıma su izolasyonu adı verilmektedir. Bina yapılarında temel malzemeler olan ahşaplar, mermerler, tuğlalar su izolasyonu söz konusu olduğunda rahatlıkla uzun ömürlü ve güvenli olabilmektedir. Aksi söz konusu olduğunda ya da yalıtıma gereken hassasiyet gösterilmediğinde banyo, mutfak ve tuvalet suları yapı içine zarar vermeye başlamaktadır. Önce evin rutubetini artıran sorun daha sonra binayı içten içe çürütecektir. Buna engel olabilmek için su izolasyonu her şeyden önce tamamlanmalıdır.
Genellikle yapı bütünlüğünün bozulması ve suyun basınçlı ve basınçsız taşınımı ile gerçekleşen su penetrasyonu için su yalıtım sistemleri ve ürünleri polimer teknolojisi ile çözümler üretmiştir.
Su yalıtımı yukarıdaki sorunlara çözüm olmak amacıyla geliştirilmiş bir sistemdir. Basınçlı ve basınçsız suyun yapıya girmesini engelleyen su yalıtım sistemi üç temel özelliği ile yapımızı korur.
1. Basınçlı ve basınçsız suya dayanım
2. Elastik ve esnek koruyucu katman
3. Yüksek adezyon kuvveti
Yapının güvenirliği açısından su izolasyonunun en kaliteli ürünlerle tamamlanması gerekmektedir. Örtü kısmı için bitümlü ve sentetik örtüler, sürme kısmı için çimento, akrilik, bitüm, poliüretan esaslı malzemeler kullanılmaktadır. İzolasyonun sonraki kısmı olan yapısal aşamada yapı kimyasalları ve derz malzemeleri kullanılmaktadır. Tüm bu malzemelerle birlikte yapı tamamlanacak ve kullanıma hazır olduğunda suya dair herhangi bir sorun ortaya çıkmayacaktır. Her malzemenin muhakkak kalitelisi ve kalitesiz olanı mevcuttur. Bu noktada sürecin araştırılması ve güven veren malzemelerin kullanıldığı binaların tercih edilmesi önemlidir. Su yalıtımının en çok evlerde kullanıldığı bilinmektedir. Evlerin çatı katı, yalıtımın en önemli alanlarıdır. Yağmur, kar veya dolu gibi doğal sorunların verdiği zararların ilk belirtileri çatılarda ortaya çıkmaktadır. Akmalar ya da çökmeler olmaması için su yalıtımının hassasiyet gerektiren yerleri teras ve çatılardır. Sonraki uygulama alanı ise temel ve döşemelerdir. Binanın uzun süre dayanıklı olması, herhangi bir sorun yaşanmadan sağlıklı kullanılması için her kata ayrı izolasyon sistemi uygulanmalıdır. Bununla beraber duvar ve cephelerde de su izolasyonuna rastlanmaktadır. Duvarlar, yalıtım sorununun dışarıya yansıyan kısmıdır. Bu nedenle yalıtım sorunu ortaya çıkmadan duvar izolasyonu tamamlanmalıdır. Tüm bunların dışında bina içinde istenen herhangi bir alanda da su izolasyonu yapılabilmektedir.